İmalata dayanan Çin ekonomisi, ABD’nin korumacı politikaları sebebiyle politika değişikliğine gidebilir.
Çin dünya üzerindeki en büyük üretim ekonomisi olsa da, imal edilen ürünlerin büyük çoğunluğu ülke içinde kalıyor ve tüketiliyor. Uzmanlara göre bu durum, Trump liderliğinde yaşanabilecek olan bir ticaret savaşının en kritik noktası olabilir.
OECD verilerine göre 2011 yılında üretilen katma değerin sadece dörtte birinden daha azı yabancı pazarlara bağlı. 2008 – 2011 yılları arasında bu oran yüzde 5 azalmış durumda. Fakat elektronik ve tekstil sanayii gibi bazı piyasalarda yabancı pazarın talebi yüksek oranda.
Nihai talep içerisindeki yerli katma değer oranının gösteren grafik aşağıda yer alıyor.
Grafikte yukardan aşağıya:
Diğerleri
Bilgisayar, Elektronik ve Optik Donanım
Elektrik ve Optik Donanım
Tekstil Sektörü
Madencilik, İmalat ve Yardımcı Servisler
Toplam
Öte yandan Çin’de gerçekleşen nihai tüketim ürünlerinin üretim sürecinde yabancı kaynak kullanımı yüzde 10. Bu da demek oluyor ki Çin’den gelen ürünlere sınırlama getirmek isteyen ABD yönetiminin Çin’e yaptığı ihracatı, hizmet sektörüne yoğunlaşamadığı sürece, artırması pek mümkün görünmüyor.
Bunun yanı sıra Pekin, yüzde 10 olan yabancı kaynak kullanım oranını, yerel üretimle telafi ederek daha aşağıya çekmeyi planlıyor.
“Made in China 2025” programı ile beraber Çin, üretimde yerli içeriğini 2020 yılında yüzde 40 arttırmayı hedefliyor. 2025 yılı için hedef oran ise yüzde 70. Çin yönetimi, global ticaretteki dengesizliklerden korunmak amacıyla yerel talebe yönelmeyi ve üretimi tam bağımsız biçimde gerçekleştirmeyi hedef edinmiş durumda.